ULU CAMİ
Bergama Çayı'nın sol kıyısında Tekke Boğazı'na giden yolun başında bulunan yapının dikdörtgen planlı dokuz bölüme ayrılmış harimi ortada üç kubbe; yanlarda ise beşik tonozlarla örtülüdür. Batı duvarına bitişik bir minaresi vardır (Şek.1) (Fot.1)
Camide yapı malzemesi olarak düzgün kesme taş, kaba yonu taş ve tuğla kullanılmıştır. Silmeli saçaklara sahip harimin kubbeleri sekizgen kasnaklar üzerine oturmaktadır. Kubbeler ile doğu ve batı yönlere doğru eğimli kırma çatı kiremitle örtülüdür. Kasnaklarda yer alan alçı şebekeli pencereler, düzgün kesme taştan yuvarlak kemerli açıklıklar şeklindedir.
Yapının doğu cephesinde ortadaki kubbenin hizasında altta bir, üstte bir olmak üzere iki; kuzey ve güney kubbelerinin hizasında ise birer pencere açıklığı yer alır. Bu pencereler yuvarlak kemerli olup kuzey ve güney kubbeleri hizasındaki pencerelerin birer yanından başlayan merdiven basamakları kurşunluğa çıkışı sağlayan merdivenlerin başlangıcına kadar yükselir. Bu merdivenler alt bölümdeki duvar kalınlığının yukarıda daraltılarak elde edilen kısmına yerleştirilmiştir. Bu merdivenlerin oldukça yüksekten başlaması, buraya ancak seyyar bir merdivenle ulaşılabileceğini akla getirmektedir. Ancak yapının cephesindeki bugünkü toprak seviyesi gözönünde bulundurulacak olursa kuşatma duvarından itibaren zeminin tesviye edildiği görülmektedir.
Yaklaşık ikibuçuk metre yüksekliğindeki kuşatma duvarının sonradan örülmüş olduğu, arkada kalan toprak seviyesinin doSu cephesi boyunca devam ettiği düşünülebilir. Bu varsayımdan hareket edilecek olursa eski toprak seviyesinin kurşunluğa çıkış merdivenlerinin ilk basamağına yakın bir yere yükseldiği ve br başka merdivene gerek kalmaksızın yukarıya çıkışın sağlanabildiği düşünülebilir.
Güney cephesi, iki yana meyilli kırma çatı nedeniyle üçgen bir alınlığa sahiptir. Bu cephede üstte dört yuvarlak kemerli ve alçı şebekeli pencere yer almaktadır. Cephenin doğu ve batı uçlarında altta yer alan iki pencere ise demir şebekeli düşey dikdörtgen açıklıklar şeklindedir.
Batı cephede orta kubbe ve güney kubbe eksenleri üzerinde yer alan pencereler, güney cephedeki pencerelerle aynı mimari yapıya sahiptir. Kuzeydeki kubbe ekseni üzerinde, üstte bir pencere açıklığı, altta ise dört basamakla çıkılan bir yan giriş kapısı yer alır. Harime ikinci girişi sağlayan bu kapı düşey dikdörtgen bir açıklık şeklindedir ve taş söveleri silmelidir. Giriş kapısı sivri kemerli bir niş içine yerleştirilmiştir. Nişin güney yanında düzgün kesme taşla inşa edilen ve kare kesitli prizmatik bir kürsü üstünde yükselen minarenin harim duvarıyla organik bir bağı yoktur. Kürsüden onikigen gövdeye geçiş, köşeleri pahlı bir pabuç kısmıyla sağlanmıştır. Gövde, şerefe altında mukarnaslarla genişleyerek, korkuluğa kadar yükselmektedir. Petek, alt yarısı silindirik, üst yarısı konik taş bir külâhla son bulur. Minarenin yuvarlak kemerli giriş kapısı kürsünün kuzey cephesindedir.
Minare çeşitli onarımlar geçirmiştir. O.Bayatlı 1905 yılında onarılan minare gövdesinin 1949 yılında yapının saçak hizasından itibaren yıkıldığını (18); E.H.Ayverdi ise minare gövdesinin 1956 yılında yeniden yapıldığını söylemektedir. Ancak E.H.Ayverdi'nin yayınladığı resim ve planda gövdenin saçak hizasından yıkık ve kürsünün sekizgen planlı olduğu görülmekte
18-O. Bayatlı, Bergama Tarihinde Türk İslâm Eserleri, İstanbul, 1956, 5.20, dipnot |.
dir (19). Bugünkü minarenin kare planlı bir kürsüye sahip olması, Ayverdi'nin 1966 yılındaki yayınından sonra tamamen yıkıldığını ve yeniden inşa edildiğini göstermektedir. Minarenin 1970-71 yıllarında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen onarımda (20) bu şekli almış olduğu düşünülebilir.
Yapının kuzey cephesinin doğu ve batı uçlarında altta ve üstte birer; cephenin ortasında, üstte bir olmak üzere toplam beş pencere yer almaktadır. Bu pencerelerden üsttekiler sivri kemerli, alttakiler ise düşey dikdörtgen açıklıklar şeklindedir. Bu cephede ortada taştan silmeli dikdörtgen bir çerçeve içinde taçkapı yer alır (Fot.2). Giriş mermer söveli olup, basık kemerlidir. Kemer üzengileri konsol şeklinde ve mukarnas süslemelidir. Basık kemerin üstüne yerleştirilmiş olan atkı taşında palmetlerden oluşan bitkisel süsleme şeridi (Şek.2) ile bir geometrik geçme örneği (Şek.3) görülmektedir. Silmelerden oluşan sivri bir kemerle kuşatılmış ayna içine üç satırlık Arapça inşa kitabesi yerleştirilmiştir. Satırların başlarında ve sonlarında bitkisel motifler yer almaktadır.
Dikdörtgen planlı harim, iki sıra halinde yerleştirilmiş haç benzeri kesitli dört paye ile kıble duvarına dik üç sahına bölünmüştür (Fot.3). Mihrap ekseni üzerindeki orta sahın, pandantiflerle geçilen üç kubbe ile örtülmüştür. Yan sahınlar ise yuvarlak kemerlerle desteklenen birer beşik tonozla örtülüdür. Harim kubbelerini taşıyan ayaklar arasında sivri kemerler yer alır.
Alçı mukarnas kavsaralı mihrap nişi geometrik örnekli şerit
ler (Şek.4) ve yazı şeritleri ile kuşatılmıştır. Mihrabın 1905 yılında onarım gördüğü bilinmektedir 2». Mermer minber
19-E.H. Ayverdi, İstanbul Mimari Çağının Menşei: Osmanlı Mimarisinin İlk Devri, 630-805 (1330-1402), cilt: I, İstanbul, 1966, s.376, res.616 ve res.624.
20-Bkz. Cumhuriyetin 50. Yılında Vakıflar, tarihsiz, s.29'da restorasyonla ilgili harcamalar.
21-E.H. Ayverdi, a.g.e., s.376; Ayrıca Ö. Bakırer (Onüçüncü ve Ondördüncü yüzyıllarda Anadolu Mihrapları, Ankara, 1976, s.33 dipnot 184) E.H. Ayverdi'ye atfederek Bergama Ulu Camii mihrabının 14. Yüzyılda yenilendigini söylemektedir. Ancak Bergama Ulu Camii'nin kitabesine göre 801/1398-99 yılında inşa edildiği bilinmektedir. Bu bakımdan mihrabın 14.
yüzyılda yenilendiği fikrine katılamıyoruz.
sadedir. Harimin kuzeyinde ahşap merdivenle çıkılan kadınla; mahfili yer almaktadır. |
Yapının kuzey cephesindeki taçkapısı üstünde yer alan üç satırlık kitabesinden Sultan Bayezid tarafından 801/1398-1399 yı. lında inşa ettirildiği anlaşılmaktadır (Fot.4).
Kitabenin transkripsiyonu:
1-Anşa'a hâza'l-mascid al-şarıf al-cami'
2-al-latif sultan al-salâtın al-Zam amir al-umarâ'al-“arab
3-va'l acam nâsır al-guzât va”I-mucâhidin Beyazid Han bin Murâd Hân hallada'llahu mulkahu fi târih sana ihdâ va samân va mıa.
Kitabenin açıklaması:
Bu güzel cami, kutlu mescidi yüce sultanlar sultanı Acem ve Arap ülkelerinin emirler emiri mücahit ve gazilerin yardımcısı Murad Han oğlu Beyazid Han - Tanrı mülkünü devamlı kılsın 801/1398-1399 yılında yaptırmıştır.
Yapının avlusunda bulunan şadırvanın su deposunun üstü sekiz sütunla taşınan fenerli düz bir çatı ile kapatılmıştır. 1949 yılından sonra yaptırılan şadırvanın su deposu üstündeki yazıları Bergamalı Şair Aşki Efendi tarafından yazılmıştır (22).
22. Bayatlı, Bergama Tarihinde Türk..., s.20 dipnot 1.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Her yorum bilgidir. Araştırmaya devam...